This article was originally published on HBR Türkiye, in April 2021. View English version here.
Neredeyse son bir senedir hepimiz evde yaşama pratiği geliştirdik. Bu dönem aynı zamanda bize çok güzel bir deney ortamı yarattı. Kendimizde, duygularımızda birçok değişim gözlemledik. Peki duygularımız, motivasyonlarımız bu kadar değişkense, disiplini sabit tutmak mümkün mü? Disiplin yerine ‘adanmışlık’ kelimesi size de daha iyi hissettirmiyor mu?
Pandemi süresince ben de dönem dönem farklı motivasyonlar ve enerji kaymaları yaşadığımı fark ettim. Verimliliğimi sorguladım. Disiplinli olmakla her zaman gurur duyan ben, aslında önemli olanın disiplin olmadığını fark ettim.
Önceleri sağlıklı beslenme ve spor motivasyonum ile her sabah çok erken uyanıp en az 2 saat spor yaptım. Sonra güzel bir kahvaltı ve hafta sonları pişirdiğim sağlıklı öğünler ile müthiş bir disiplin. Aylar boyunca hafta sonları dahil şafak sökmeden kalkmak ve her gün aynı rutini büyük bir disiplinle gerçekleştirmek. Kendimle gurur duyuyordum, ta ki kendimi zorlamaya başladığımı hissedene kadar.
Sadece ‘disiplinli’ olan bir insan, bu düzeni ne kadar sürdürülebilir sizce? Çok değil. Disiplin dediğimizde kurallar, zorunluluklar, duyguları dışarıda bırakan bir yapılacaklar listesi gözümün önünde beliriyor. Ayrıca bu listedekileri sadece bir gün bile yapmadığımızda suçluluk duyuyor, kendimizi cezalandırıyoruz. Kurallara uymamış oluyoruz. İç sesimiz bize ‘nasıl olsa kuralı bozdum, bu hafta kendime izin vereyim haftaya yine aynı kurallarla başlarım’ diyor. Böylece her şeye sürekli bir baştan başlama psikolojisi içine giriyoruz.
Bu sebeple ‘disiplin’ yerine ‘adanmışlık’ kelimesini daha çok seviyorum. Bana çok daha duygu odaklı, umut ve mutluluk verici geliyor. Disiplin dendiğinde gözümün önünde gri ve zor bir dünya canlanırken, adanmışlık dediğimde rengarenk, canlı, kıpır kıpır bir resim oluşuyor.
Dr Heidi Reeder, TED konuşmasında adanmışlığı “bir şeye psikolojik olarak bağlanma, duygu ve düşüncelerimizle yoğunlaşma” olarak tanımlıyor. Adanmışlık çok farklı araştırmalara konu olmuş, farklı tanımlamalar ve yaklaşımlar mevcut.
Adanmışlık küçük ve büyük çok farklı konular için düşünülebilir. Yukarıda konuştuğumuz sabah sporu bir adanmışlık örneği olabilir. Örnekleri çoğaltabiliriz; sağlıklı yaşamaya, sevgilimize, evliliğimize, ailemize, çalıştığımız şirkete adanmışlıktan bahsedebiliriz.
Bu konuda okuduklarım arasında benim için en basit ve anlamlı açıklama ‘Adanmışlık Denklemi’ oldu. Bu denkleme göre, adanmışlık dört ana faktörden oluşuyor.
Öncelikle ‘Kazanımlar’dan (Treasures) bahsedelim. Adanmışlığın bize yaşattığı anlam, sağladığı fayda ve olumlu duygular, kazanımlarımızı oluşturuyor. Örneğin sağlıklı yaşamaya kendimizi adadıysak eğer, kendimizi sağlıklı, hafif ve iyi hissetmek, az hasta olmak kazanımlar arasında sayılabiliyor.
İkinci faktörümüz ‘Zorluklar’ (Troubles). Birkaç soru sorarak başlayacağız. Kendinizi adadığınız şeyin zorlukları neler? Nelere katlanıyorsunuz? Problemler ne? Sağlıklı yaşama örneğine geri dönersek. Spor yapmak için sıcacık yatağımızı bırakıp erken uyanıyoruz. Daha insanlar güne başlamadan ayılmamız ve konsantre olmamız bizim için zorlayıcı olabilir.
Şimdi de biraz ‘Katkı’dan (Contributions) bahsedelim. Bir amacımız var ve bu amaç için ne kadar katkıda bulunacağız, nasıl yatırım yapacağız. Kendimizi adadığımız duruma ayırdığımız vakit ve enerjiden bahsediyorum. Spor örneğinden gidersek haftada sadece iki günle kalmayıp, her gün, bulabildiğimiz her fırsatta spor yaparsak, adanmışlığımıza daha çok sahip çıkıyoruz. Aslında bir nevi kendimize de yatırım yapmış oluyoruz.
Dördüncü adanmışlık faktörümüz ise ‘Seçenekler’ (Choices). Etrafımızda olan diğer alternatiflerimiz, adanmışlığımızı korumamızı zorlaştırıyor. Sağlıksız yiyecekler seçenekleri etrafımızda daha fazlayken, sağlıklı yaşama ve beslenme konusunda adanmışlığımızı ikilemde bırakabilir. Mesela, serotonin hormonumuzu artırarak bizi mutlu edecek bol şekerli kekler, pastalar varken, sağlıklı yemeyi tercih etmek bizim için zorlayıcı olabilir.
Disiplinden başlamıştık, derinlere indikçe adanmışlığın formülüne geldik.
Adanmışlık Seviyesi = (Kazanımlar – Zorluklar) + Katkılar – Seçenekler
Adanmışlık seviyesi de bu denklem ile ölçülüyor. Denklemdeki artılara ne kadar çok odaklanır, eksileri ne kadar yönetebilirsek adanmışlık seviyemiz o kadar yükselecek. Böylelikle bilinçli bir şekilde ve farkındalıkla istediğimiz hayatı yaratmaya odaklanıp, onu elde edebiliriz. Kendimize koyduğumuz hedefler ve adanmışlıkla istediğimiz kişiyi ve hayatı yaratabiliriz.